Yaz bitince ada nüfusu azalır ve kişi başına düşen kedi ve köpek sayısı birden artar. Bu garip hayvanlar da kalan insanlarla dostluk ederek hayatta kalmaya çalışırlar. Luna da o hayvanlardan biriydi. Ona biz Luna diyorduk, başkaları da başka isimler veriyordu. Sokak köpeği işte.
Luna, adadaki barınağın yönetici veterinerinin söylediğine göre Marmara adasından getirilmiş ve Avşa'ya terkedilmiş. Bir avcı köpeğiymiş. Sanırım ihtiyarlayıp sağır da olunca ya da bilmediğimiz başka sebeplerden dolayı sahipleri onu bırakmak zorunda kalmış. Luna, adadaki son günlerimizde kapımızda yatar olmuştu. Ben ne zaman evden çıksam ve bir yere gitsem ava gideceğimizi zannederek hemen önden atlar ve çalıları, kıyıyı köşeyi koklayarak, deniz kıyısından gidince de mutlaka denize girer ve öyle ilerlerdi. Balık mı yoksa başka bir şey mi arıyordu bilmiyorum :)
O büyük dalgaların gürültüyle sahili dövdüğü gün kumsalda bir öbür uca bir diğer uca yürüyüp durduk. Arada bir suyu bazen de kumu avladık.